Özel Eğitim ve Rehabilitasyon
EĞİTİM VE REHABİLİTASYON
ÖZEL EĞİTİM NEDİR?
İnsan hayatı, doğumdan ölüme kadar geçen sürede farklı evrelerden oluşur, bu evreler doğumla başlar; çocukluk, ergenlik, yetişkinlikle devam eder ve yaşlılıkla sonlanır. Her dönemde, birbirinden etkilenen dil, zihinsel, fiziksel, sosyal-duygusal gelişim alanları bulunur. Bu gelişim alanlarındaki basamakları gerçekleştiremeyen ya da gerçekleştirmekte zorlanan bireyler özel eğitime gereksinim duymaktadır.
Özel eğitime ihtiyacı olan bireyler açıklanırken birçok kavrama gerek duyulmaktadır. Temel kavramların sonrasında özel eğitime ihtiyacı olan bireyin kim olduğu, yaygınlık oranları, sınıflandırılması, nedenleri, bu bireylere sağlanan hizmetler ve özel eğitim personeli, yasal düzenlemeler ve özel eğitimin tarihçesi bu bölümde yer alacaktır.
ÖZEL EĞİTİM VE ÖZEL EĞİTİME İHTİYACI OLAN BİREYLER
Özel eğitim; fiziksel, zihinsel, iletişimsel, sosyal ve duygusal gelişimlerindeki özellikler nedeniyle normal gelişimden farklılık gösteren ve normal eğitim-öğretimden yararlanamayan, kısmen yararlanan veya yararlandığı hâlde destek programları ile eğitimlerini devam ettirebilen bireyler için; özel olarak yetiştirilmiş personel tarafından ekip anlayışıyla sunulan özel yöntem ve araçlarla gerekirse özel mekanlarda her özel gereksinimli grup için farklı olarak geliştirilmiş özel programlarla verilen eğitimdir (Baykoç Dönmez, 2010). Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’ne göre özel eğitim; özel eğitim gerektiren bireylerin eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için özel olarak yetiştirilmiş personel, geliştirilmiş eğitim programları ve yöntemleri ile onların özür ve özelliklerine uygun ortamlarda sürdürülen eğitimdir.
Özel Eğitimin Amaçları
Özel eğitim, Türk millî eğitiminin genel amaç ve temel ilkeleri doğrultusunda, özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin;
o Toplum içindeki rollerini gerçekleştiren, başkaları ile iyi ilişkiler kuran, iş birliği içinde çalışabilen, çevresine uyum sağlayabilen, üretici ve mutlu bir vatandaş olarak yetişmelerini,
o Toplum içinde bağımsız yaşamaları ve kendi kendilerine yeterli bir duruma gelmelerine yönelik temel yaşam becerilerini geliştirmelerini,
o Uygun eğitim programları ile özel yöntem, personel ve araç-gereç kullanarak eğitim ihtiyaçları, yeterlilikleri, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda üst öğrenime, iş ve meslek alanlarına ve hayata hazırlanmalarını amaçlar.
Özel Eğitimin Temel İlkeleri
Türk millî eğitiminin genel amaç ve temel ilkeleri doğrultusunda özel eğitimin temel ilkeleri şunlardır:
o Özel eğitime ihtiyacı olan tüm bireyler; eğitim ihtiyaçları, ilgi, yetenek ve yeterlilikleri doğrultusunda ve ölçüsünde özel eğitim hizmetlerinden yararlandırılır.
o Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin eğitimine erken yaşta başlanır.
o Özel eğitim hizmetleri, özel eğitime ihtiyacı olan bireyleri sosyal ve fiziksel çevrelerinden mümkün olduğu kadar ayırmadan planlanır ve yürütülür.
o Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin eğitim performansları dikkate alınarak, amaç, içerik, öğretim süreçlerinde ve değerlendirmede uyarlamalar yapılarak, akranları ile birlikte eğitilmelerine öncelik verilir.
o Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin her tür ve kademedeki eğitimlerinin kesintisiz sürdürülebilmesi için, rehabilitasyon hizmetlerini sağlayacak kurum ve kuruluşlarla iş birliği yapılır.
o Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin bireysel yeterlilikleri, tüm gelişim alanlarındaki özellikleri ve akademik disiplin alanlarındaki yeterlilikleri dikkate alınarak bireyselleştirilmiş eğitim planı geliştirilir ve eğitim programları bireyselleştirilerek uygulanır.
o Ailelerin, özel eğitim sürecinin her boyutuna aktif olarak katılımları ve eğitimleri sağlanır.
o Özel eğitim politikalarının geliştirilmesinde, üniversitelerin ilgili bölümleri ve özel eğitime ihtiyacı olan bireylere yönelik etkinlik gösteren sivil toplum kuruluşları ile iş birliği içinde çalışılır.
o Özel eğitim hizmetleri; özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin, toplumla etkileşim ve karşılıklı uyum sağlama sürecini kapsayacak şekilde planlanır. (Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği, 2012)
Özel Eğitime İhtiyacı Olan Bireyler
Doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonrasında, gelişim sürecinde oluşan çeşitli nedenlere bağlı olarak; bilişsel, dil, hareket, fizik, sosyal ve duygusal gelişimlerinde ölçme araçlarıyla ölçülebilen düzeyde yetersizlik, yavaşlama, gerileme veya ileride olma sonucunda yaşıtlarına göre farklı özellikler gösteren ve normal eğitim programlarından yararlanamayan, kısmen yararlanan veya yararlandığı halde destek programları ile eğitimlerini devam ettirebilen bireylerdir. (Baykoç Dönmez, 2009)
Özel gereksinimli bireyler, genellikle şu gruplarda toplanmaktadır:
4. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)
5. Bedensel Yetersizlik, Süreğen Hastalık ve Ortopedik Yetersizlik
ÖZEL EĞİTİMDE TEMEL KAVRAMLAR
Özel eğitim ve özel gereksinimli bireyler açıklanırken birçok kavrama gerek duyulmaktadır. Bunların başında, zedelenme, yetersizlik, özür, engel, risk taşıma gelmektedir.
Zedelenme: Bireyin psikolojik, fizyolojik, anatomik özelliklerinde geçici ya da kalıcı türden bir kayıp, bir yapı ya da işleyiş bozukluğu olması durumudur. (Özsoy, Özyürek ve Eripek, 1997) Örneğin; kulağın biyofiziksel yapısının bozuk olması bir zedelenmedir.
Yetersizlik: Zihinsel, fiziksel, davranışsal ya da duyu organlarının zedelenmeye bağlı olarak tüm ya da kısmen işlevlerinde gözlenen kayıpların ortaya çıkardığı durumu ifade eder. (Ataman, 1997)
Özür: Bedenin belli bir bölümünün ya da organın işlevlerini yeterince yerine getirememesi durumudur. (Kırcaali-İftar, 1998)
Engel: Özürlü bireyin toplumsal yaşamın gereklerini yerine getirmede karşılaştırdığı sınırlılıklardır. (Kırcaali-İftar,1998)
Risk taşıma: Halen bir yetersizliği belirlenemeyen ancak ileride yetersizlik gösterme şansı ya da olasılığı normalde beklenenden daha fazla olan çocukları ifade etmektedir. (Eripek, 2005)
BİREYLERİN ÖZEL EĞİTİME İHTİYAÇ DUYMASINA YOL AÇAN NEDENLER
Özel gereksinimli bireylerin oluşmasına neden olan etmenler genelde üç ana bölümden oluşmaktadır.
o Doğum öncesinde oluşan nedenler,
o Doğum anında oluşan nedenler,
o Doğum sonrasında oluşan nedenler.
Doğum Öncesinde Oluşan Nedenler
o Genetik nedenler
o Kromozonal nedenler
o Doğuştan getirilen diğer nedenler
o Annenin yaşı
o Annenin kullandığı ilaçlar
o Annenin beslenmesi
o Annenin hamilelikte içki, sigara, alkol kullanması
o Annenin hamilelikte radyasyona maruz kalması
o Annenin geçirdiği ruhsal travmalar
o Annenin geçirdiği hastalıklar
o Akraba evlilikleri
o Anne ve baba arasındaki kan uyuşmazlığı
Doğum Sırasında Oluşan Nedenler
o Erken doğum ve geç doğum
o Oksijen yetmezliği (anoksiya)
o Doktor/hemşire hataları
o Riskli ve zor doğum
o Aletli doğum
Doğum Sonrasında Oluşan Nedenler
o Çocuğun geçirdiği bulaşıcı hastalıklar
o Enfeksiyonlar
o Fiziksel travmalar
o Ruhsal travmalar
o Çocuk istismarı
o Kazalar
o Doğal afetler
o Savaşlar
o Zehirlenmeler
o Yetersiz beslenme
o Tıbbi olarak yapılan yanlış teşhis ve müdahaleler
ÖZEL EĞİTİMDE EKİP ÇALIŞMASI
Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin eğitimlerinin gerçekleştirilmesi için çok yönlü disiplinler arası ekip modelinin kullanılması gerekmektedir. Ekip çalışması yapılırken farklı alanlarda çalışan uzmanlardan bilgi alınması özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin eğitimlerinde yarar sağlayacaktır. Özel eğitimde çalışan personeller aşağıda yer almaktadır.
Özel Eğitimde Çalışan Personeller
o Özel eğitimden sorumlu müdür yardımcısı/şube müdürü
o Okul/merkez müdürü
o Okul/merkez müdür yardımcısı
o Özel eğitim öğretmeni
o Sınıf öğretmeni
o Branş öğretmenleri (resim, müzik, beden vb. öğretmenleri)
o Çocuk gelişimi uzmanı
o Psikolojik danışman ve rehber öğretmen
o Psikolog
o Fizyoterapist
o Odyolog
o Sosyal hizmet uzmanı
o Tıp personeli
o İş ve uğraşı terapisti
o Dil ve konuşma terapisti
ÖZEL EĞİTİMİN TARİHSEL GELİŞİMİ
İnsanlık tarihinin hemen her döneminde bireysel farklılıklar gösteren bireylere rastlandığından, özel eğitimin geçmişten günümüze uzanan bir süreyi kapsadığı söylenebilir.
Geçmiş dönemlerde toplumda yaşamaları istenmeyen bu bireyler, yaşadıkları yerlerden uzaklaştırılarak toplumdan soyutlanmışlardır. Özel gereksinimli bireyler tarih öncesi dönemlerde ya toplumdan dışlandı ya da farklı gerekçelerle öldürüldü. Bazı bireylerde orman, çöl ya da dağ gibi insanların yaşamadığı yerlerde ölüme terk edilmişlerdir.
Özel eğitim gereksinimi olan bireylere götürülen hizmetlerin MÖ IV. yüzyıla kadar uzandığı, ilk girişimlerin Anadolu uygarlığında filizlendiği ve Kayseri yöresinde Aziz Basil’in ilk körler hastanesini açmasıyla başladığı belirtilmektedir. Daha sonra yine görme engellilerle ilgili olarak MÖ 308’de Mısır’da, MS V. yüzyılda Suriye’de benzer çalışmalara rastlanmıştır. (Akt. Sümer, 1997)
Genel olarak dünyada özel gereksinimli bireylerin eğitimine 18. ve 19. yüzyıllarda önem verilmeye başlanmıştır. Yapılan ilk çalışmalara örnek vermek gerekirse;
o Jean Marc Gespard Itard (1775-1838): Itard ormanda bulunun 12 yaşındaki çocuğa Victor ismini vermiştir. Zihin engelli tanısı konulduktan sonra eğitmeye çalışmıştır.
o Thomas Hopkins Gallaudet (1787-1851): İşitmeyenler için ilk defa parmak alfabesini geliştirmiştir.
o Louis Braille (1809-1852): Kendisi de görme engelli olan Braille görme engellilerin kullanacağı kabartma sistemine dayanan ve altı noktadan oluşan okuma sistemini geliştirmiştir.
o Alfred Binet (1857-1911): Okullarda başarısız olan öğrencileri seçmek için Dr. Theodor Simon ile birlikte Binet ilk zeka testini hazırlayarak zekanın ölçülebilir olduğunu göstermiştir.
o Maria Montessori (1870-1952): Montessori, ilk defa engelli çocukların eğitimi için beş duyuya ve yaşantılara hitap eden ve aşama aşama uygulanan bir yöntemdir.
o Anna Freud (1895-1982): Duygusal problemleri olan çocuklara psikanaliz yöntemiyle yaklaşmaya çalışmıştır.
Bu dönemde yapılan bireysel çalışmalar sonucunda özel gereksinimli bireylere özel eğitim veren bazı okullar açılmaya başlanmıştır. Bunlara örnek vermek gerekirse;
o 1755 – İlk defa Fransa’da işitmeyenler için bir okul açılmıştır.
o 1784 – Fransa’da görmeyenler için bir okul açılmıştır.
o 1817 – ABD’de işitmeyenler için ilk defa bir okul açılmıştır.
o 1829 – ABD’de görmeyenler için bir okul açılmıştır.
o 1860 – ABD’de zihinsel engelliler için okullar açılmıştır.
Günümüzde birçok ülke yasal düzenlemelerini, özel gereksinimli bireylerin kaynaştırma yoluyla eğitilebilmelerine daha iyi olanak sağlama yönünde değiştirmiş ve yasal olarak güvence altına almıştır. Kaynaştırma eğitimi sayesinde özel gereksinimli bireylerin akranlarından soyutlanmadan eğitim alması temel prensip olarak benimsenmiştir. Engellilere verilen eğitimin kalitesini ülkelerin gelişmişlik düzeyi, ülke politikası, kültür, teknoloji ve ekonomik yapı gibi faktörler etkilemektedir. Dolayısıyla her ülkenin özel eğitim konusunda farklı bir politikası vardır.
ÜLKEMİZDE ENGELLİLERİN EĞİTİMİ
Türkiye
Osmanlı’da da özel gereksinimli bireyler için çalışmalar yapılmıştır. Özellikle üstün yetenekli bireyler için 14. yüzyılda sadece Türklerde çalışmalar görülmektedir. Eflatun’un devlet adamı yetiştirme sistemini Fatih Sultan Mehmet ‘Enderun’ adı verilen kurumla uygulamıştır. (Dönmez ve Şahin, 2010) 1889 yılında İstanbul’da Grati Efendi’nin öncülüğünde Ticaret Mektebinin bir bölümünde İşitme engelli çocuklar için okul açılmıştır. (Şahin, 2003)
1921 yılında İzmir’de bir dernek tarafından “Sağır-Dilsiz ve Körler Okulu” açılmıştır. Okul bir süre sonra Alsancak’ta bulunan İşitme Engelliler Okuluna taşınmış ve 1924 yılında Sağlık Bakanlığına devredilmiştir.
1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti adına Mustafa Kemal Atatürk tarafından onaylanan Cenevre Bildirisi, özel eğitim konusunda bir ilerleme olarak kabul edilmiştir.
1949 yılında çıkarılan “Korunmaya Muhtaç Çocuklar Yasası” ile yatılı özel eğitim kurumları için yasal koşullar hazırlanmıştır.
1950’li yıllarda özel eğitim hizmetleri sağlık sosyal yardım bakanlığından milli eğitim bakanlığına devredilmiştir. 1950’li yılların engellilerin toplumda örgütlenmesi açısından örnek teşkil eden Doç. Dr. Mithat Enç öncülüğünde Altı Nokta Körler Derneği, Eğitimi ve Kalkındırma Derneği kurulmuştur. Personel yetiştirmek için 1952 yılında Gazi Eğitim Enstitüsüne özel eğitim bölümü açılmıştır. 1955 yılında iki dönem mezun verdikten sonra bölüm kapatılmıştır.
1955 yılında kapatılan Özel Eğitim Şubesinin ardından, aynı yıl yine Gazi Eğitim Enstitüsü bünyesinde Ölçme Değerlendirme Laboratuvarı ile Test ve Araştırma Bürosu ÖSYM’nin temelini oluşturması açısından yine 1950’li yılların önemli olayları arasında görülmektedir. (Akt. Dönmez ve Şahin, 2010)
1. yılında özel eğitime gereksinimi olan bireylerin hakları devlet tarafından anayasa yolu ile güvence altına alınmıştır. Özel gereksinimli bireylerin eğitimleri ile ilgili yasal düzenlemeler T.C. Anayasası’nın 42-50-61. maddelerince hükme bağlanmıştır. 1961 Anayasası’nda özel gereksinimli bireylerin çalışan bireyler haline getirilmesi ve özel eğitim ile ilgili maddeler açıkça yer almıştır. Yine bu dönemde çıkan ilköğretim yasasıyla özel eğitimle ilgili hükümler konulmuş ve ilk kez özel eğitim yönetmeliği çıkartılmıştır.
2. yılında yürürlüğe giren 222 sayılı “İlköğretim ve Eğitim Kanunu”nda özel gereksinimli çocuklar için kurulacak okullar ve sınıflar zorunlu ilköğretim kurumları olarak ifade edilmiş, zorunlu ilköğretim çağında bulunan özel gereksinimli bireylerin özel eğitim ve öğretim görmelerinin sağlanacağı konusu Madde 12 ile hükme bağlanmıştır (Madde 12; Mecburi ilköğretim çağında bulundukları hâlde zihnen, bedenen, ruhen ve sosyal yönden özürlü olan çocukların özel eğitim ve öğretim görevleri sağlanır).
1965 yılında Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi bünyesinde “Özel Eğitim Bölümü” kurulmuştur.
1970’li yıllarda anne babalar tarafından açılan dernek tarafından “öğretilebilir zihinsel yetersizliği” olan öğrenciler için bir okul açılmıştır. 1982 Anayasası ile özel gereksinimli bireyler için bazı önlemlerin alınması gerektiği belirtilere, 1982 yılında 2916 Sayılı “Özel Eğitime Muhtaç Çocuklar Yasası” ile özel gereksinimli bireyler için yasa çıkarılmıştır. 1997 yılında 573 Sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname yürürlüğe girmiş ve 2000 yılında Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği yayınlanmıştır.
2006 yılında Özel Eğitim Hizmetleri yönetmeliği tekrardan düzenlenerek özel özel eğitim kurumları SHÇEK’dan alınarak Milli Eğitim Bakanlığına bağlanmıştır. 2005 yılında 5378 sayılı “Özürlüler Kanunu” çıkarılmıştır. Diğer bir gelişme de, Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı ile Devlet İstatistik Enstitüsünün ortak çalışması olan “Özürlüler Araştırması”dır. (Akçamete, 2009)
BİREYSEL EĞİTİM
Öğrencinin özel eğitime uygunluğuna karar verildiğinde öğrencinin eğitim programının planlanması için değerlendirme çalışmaları yapılır ve bu değerlendirmeler sonucunda öğrencinin eğitim programının oluşturulduğu yazılı bir doküman hazırlanır.
Öğrencilerin eğitim gereksinimlerini karşılamak için uygun eğitim ortamlarından ve destek hizmetlerden en üst düzeyde yararlanmasını öngören bu yazılı dökümana bireyselleştirilmiş eğitim programı adı verilmektedir. Program anne, baba, öğretmen, uzman ve eğer uygunsa öğrencinin katılımı ile geliştirilir. Programda eğitime nereden başlanılacağı, sırasıyla öğrenciye nelerin öğretileceği ve nasıl öğretileceğine ilişkin bilgiler yer alır. Bu bilgilerin elde edilebilmesi için de öğrencinin neler yapabildiği değerlendirme yoluyla belirlenir.
Bireyselleştirilmiş eğitim programları zihinsel engelli öğrencinin eğitimindeki en önemli parçalardan biridir. Öğrenciler herhangi bir eğitim kurumuna yerleştirildikten sonra, özel eğitim hizmetlerinin planlanması ve eğitimde sürekliliğin sağlanması amacıyla erken çocukluk döneminden itibaren eğitimin her kademesinde özel eğitime ihtiyacı olan öğrencilerin gelişimlerinin izlenmesi esastır. Öğrencilerin gelişimlerinin izlenmesi; önerilen özel eğitim hizmetlerinin uygunluğunun ve programlarında yer alan amaçların gerçekleşme düzeyi bakımından değerlendirilerek her yıl eğitim planlarının yenilenmesi yoluyla yürütülür.
GRUP EĞİTİMİ
Engelli çocuklarımızın yaşadıkları en büyük zorluklar arasında sosyalleşmeleri ve topluma
Uyum sağlayabilmeleri için gerekli okul ve grup ortamlarının sağlanmasında
yaşanmaktadır.varolan açığı kapatabilmek ve ailelerin bu yöndeki isteklerini yerine getirebilmek için grup çalışmaları yapılmaktadır.
Gelişim seviyeleri birbirine yakın 5-8 çocuktan oluşan gruplarla yapılan çalışmalar en az 2 eğitimci ile yürütülür. Çocukların ortak gereksinimleri doğrultusunda aylık çalışma programı belirlenir 4 saat süren Gruplarda engelleri birbirlerinden farklı ancak gelişim düzeyleri birbirlerine yakın olan çocuklar bir arada eğitim alırlar.
Böylece çocuklar;
-Öz bakım becerilerini geliştirir,
-Yapacağı işin sorumluluğunu almayı( tamamlama ve takip) öğrenir,
-Komut alma ve sıra almayı öğrenir
-Özgüvenini geliştirir,
-Toplumsal kuralları öğrenir ve uygulamaya alışır.
-Sosyal davranışlar kazanır.
GRUP EĞİTİMİ NEDİR?
Grup eğitimi çocuğun yaşıtları ile birlikte iletişim kurmasını, bireysel eğitimde kazandığı davranışları genellemesini , grup oyunlarına katılmasını, sosyal becerilerin gelişmesini sağlamak amacıyla yapılır.
GRUP EĞİTİMİNDE ÇOCUK SAYISI NE KADAR OLMALIDIR?
Grup eğitimleri ortalama 6 çocuk ve 2 eğitimci ile yapılır.
ÇOCUK NE ZAMAN GRUP EĞİTİMİ ALMALI?
Grup eğitiminin içeriği eğitim döneminin başlangıcında oluşturulur. Bu içerik oluşturulurken çocukların bireysel özellikleri bireysel eğitim programları (BEP) dikkate alınır.
Çocuğun hazır oluşu veya farklı bir şekilde grup eğitimine katılması gibi durumlarda gerekli uygun koşullar yine bireysel öğretmeniyle ve aile ile yapılan ortak görüşmeler sonucunda değerlendirilerek bir sonuca varılır.
Grup eğitimi -eğer varsa-çocukların devam ettiği kreş ya da okuldaki davranışları hakkında fikir vereceğinden önemlidir. Çünkü grup eğitiminde alınan veriler doğrultusunda çocuğun devam ettiği okul ile işbirliği daha sağlıklı olmakta ve böylece okuldaki davranış problemleri daha kolay azaltılmakta, olumlu davranışları görülerek çocuğun kendine güven duyması sağlanmaktadır.
KAYNAŞTIRMA NEDİR?
• Özel eğitime gereksinim duyan çocukların akademik ve sosyal programları için genel eğitim sınıfına planlı olarak yerleştirilmesi ve denetlenmesi sürecidir.
Uygulanan bireysel eğitim programının (BEP) incelenmesi, grup eğitiminde nasıl bir çalışma planının uygulandığının bilinmesi; sağlıklı bir başlangıç yapılmasına yardım eder. Bu şekilde çalışmaların ortak yürütülmesi aileyi ve öğrenciyi rahatlatacaktır.
· Kaynaştırma öğrencisinin özel merkezden aldığı destek eğitim, sınıf içerisinde öğretmene destek olması ve öğrencinin başarısını arttırması yönünden de kolaylık sağlar. Sınıf öğretmeni ve özel eğitimcinin iletişim kopukluğu, öğrencinin davranışlarında farklılık yaratabilir ve öğrenci çelişkiler yaşayabilir.
SOSYAL VE SPORTİF ETKİNLİKLER
§ Geziler
§ Piknikler
§ Sineme
UĞRAŞI ETKİNLİKLERİ
§ Gloş Üretimi
§ Müzik
§ Takı Tasarımı
BİLGİSAYAR DESTEKLİ EĞİTİM
Özel eğitim kurumlarının büyük bir çoğunluğu da, normal eğitim kurumları gibi, teknolojik altyapı olarak gelişimini devam ettirmektedir. 2005 yılı itibariyle Milli Eğitim Bakanlığı tarafından özel eğitim okulları için bilişim teknolojisi sınıfları açılmaktadır
Özel eğitim donanım ve yazılımlarının geliştirilmesi konusunda yurt içi ve yurt dışında birçok üniversite ve şirket faaliyet göstermektedir. Bu donanım ve yazılımların sayısının ve niteliğinin artırılması konusunda yeni çalışmaların yapılması eğitim sistemimiz için büyük önem arz etmektedir. Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin bağımsız yaşamalarına destek olacak teknolojiler literatürde “yardımcı teknolojiler” olarak anılmaktadır. Bu teknolojiler hayatın tüm alanlarında kullanılabildiği gibi sınıf ortamlarında öğrencinin işlevsel becerilerinin geliştirilmesi, sürdürülmesi ve arttırılması amacı ile de kullanılmaktadır.
Bilgi ve iletişim teknolojilerinin özel eğitimde kullanılması ile ilgili yurtdışında ve yurtiçinde birçok çalışma yapılmıştır. Zihinsel engelli bireyler üzerinde bilgisayar destekli alışveriş simülasyonları kullanılarak yapılan çalışmalarının sonucunda öğrencilere alışveriş yapmak için gerekli kelimelerin öğretildiği ve alışveriş yapma becerilerinin kazandırıldığı bulgusuna varılmıştır.
http://www.egitimag.com/e/ozel-egitimde-teknoloji-kullanimi/
ZİHİN ENGELLİ ÇOCUĞA SAHİP AİLELERE İLİŞKİN PRATİK ÖNERİLER
• Çocuğunuzun durumunu olduğu gibi kabul edin.
• Çocuğunuza gereken ilgi ve şefkati gösterin.
• Ailenizdeki bu yeni duruma uyum sağlamak için psikolojik danışmanlık ve aile eğitimi hizmetleri alın.
• Çocuğunuzun arkadaş edinmesi ve onlarla oyun oynaması için ortam hazırlayın, onu cesaretlendirin.
• Çocuğunuza mutlaka tek başına bir şeyler yapması için fırsat tanıyın.
• Çocuğunuzun saç, el, beden ve giysi temizliğine önem verin.
• Çocuğunuzdan yapabildiğinden fazla bir şey beklemek ve başkalarıyla onu karşılaştırmak yerine çocuğunuzun kendi hızında yapabileceği şeyler üzerinde çalışın.
• Ona yeni bir şeyler öğretirken sabır göstermeye gayret edin.
• Çocuğunuza bir şeyler öğretirken sık sık tekrar yapın.
• Çocuğunuzun doğru davranış ve becerilerini övmeyi unutmayın.
• Eğer çocuğunuzu herhangi bir davranışından dolayı ödüllendiriyorsanız ona açık olarak hangi davranışından ötürü ödüllendirdiğinizi belirtin.
• Duygularınızı, düşüncelerinizi ailenizle, arkadaşlarınızla ve dostlarınızla paylaşın.
• Diğer aileler ile temas kurun, onların sahip olduğu bilgileri ve deneyimlerini paylaşın ve onlarla yardımlaşın.
Ailelere Öneriler
• Aile olarak çocuğunuzun ve sizin eğitim-öğretim, bakım, sağlık, sosyal ve ekonomik olarak tüm haklarınızı öğrenin. Bu yasal haklarınızın sonuna kadar savunucusu olun.
• Aile olarak RAM’nin çocuğunuza yönelik alacağı/aldığı yerleştirme kararını mutlaka okuyun ve bu kararın alınmasında rol oynayın.
• Çocuğunuz yapılan değerlendirmeler sonucunda kaynaştırma eğitimi alması için uygun görüldüyse bu kararın takipçisi olun. Çocuğunuz oturduğunuz bölgede size en yakın okulda kaynaştırma eğitimi alma hakkına sahiptir unutmayın.
• Çocuğunuz kaynaştırma eğitimi almak üzere bir okula yerleştirildiği halde sorunlarla karşılaşıyorsanız yasal hakkınızı kullanmak üzere ilgili resmi kurum ve kuruluşlara başvurun.
• Çocuğunuz özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinden eğitim alıyorsa, çocuğunuzun eğitim ve öğretiminden sorumlu bireylerle işbirliği içinde olun, okulda yapılanların kalıcılığını sağlamak için evde siz uygun çalışmaları öğretmen gözetiminde devam ettirin.
• Evde eğitim alma hakkınız olduğunu unutmayın. Eğer evde eğitim hizmeti alıyorsanız eve gelen öğretmenin ne zaman geleceğini, neleri nasıl yapacağınızı, size düşen görevlerin neler olduğunu öğrenin ve bu uygulamanın takipçisi olun.
http://eyh.aile.gov.tr/data/549c100e369dc526905eb409/zihinsel%20engelli%20%C3%A7ocuklar.pdf